UA-38825175-1 Google+ YAŞAMDAN SÜZÜLENLER: ÖĞRENCİLER İÇİN;MARKA SİZSİNİZ

26 Aralık 2012 Çarşamba

ÖĞRENCİLER İÇİN;MARKA SİZSİNİZ

Değer ölçümleme
Doğal olarak öğrencilerin degerini okul ya da ailesi ölçüyor. Ya da girdiği sınavların sonuçları onun değerini belirliyor. Doğru, yapıcı ve yönlendirici değerlendirme yapan okul ve ailelere sözümüz yok tabi ki. Ama ülkemizde çok az olduğu bir gerçek. Genç arkadaşlar gelin 2009'da siz bunlara yetinmeyin. Gerçekten de okulda ve yaşamınızda deger kriterlerinizi oluşturun ve kendinize puan verin. Hem ders anlamında, hem de kişisel yaşamınızdaki duruşunuzla ilgili.İlerleyen yıllarda para kazanmanın bilgi seviyesi ile hiç de doğru orantılı olmadığını göreceksiniz. Aksine dersleriniz dışında aldığınız entelektüel bilginin, analiz, süreç yönetimi,hedefe odaklanma, uzlaşmacı ve çözümcü olma gibi konuların çok daha ise yaradığını göreceksiniz.
Bu yazıları okuyacak hedef kitlenin daha çok üniversiteli olduğunu düşünerek bazı değerlendirme kriterlerine değinmek istiyorum.

- Ailenizin, büyüklerinizin, hocalarınızın, başarılı arkadaşlarınızın sözlerini tabi ki dinleyin fakat baskı ve etki altında kalmadan gerçekçi hedeflerinize göre değerlendirin.
- Bir şekilde üniversiteyi bitirirsiniz fakat hangi konularda eksikleriniz olduğunu ve sizi iş yaşamınızda asıl başarılı kılacak alanları fark edin ve odaklanın. Ders,sınav ve not algınızı değiştirin.
- İletişim kanallarının eskiye oranla fazlasıyla elinizin altında olduğunu ve bu imkanları nasıl değerlendirdiğinizi ölçün. Arkadaş da bulabilirsiniz, eğlence dolu bir yasam da keşfedebilirsiniz.Fakat sosyal medyanın doğru kullanımı ve bilginin gücünü atlamayın.
- Hangi sartların altında olursanız olun çevrenizde bu imkanları bulamayan binlerce öğrenci olduğunu unutmayın.
- Is yaşamını öğrenme işini üniversiteden sonraya bırakmayın. Çok zorlanacaksınız. Okulda iken farklı işler yapın, hem harçlık kazanın hem de tecrübe. Özellikle maliyet-kar hesabını muhasebe dersi gibi görmeyin. Hayatın her aşamasında geçerli bir kural.
- Yasadığınız ülkenin, toplumun, insanlarının gerçek yaşamını fark edin. Ona göre hedeflerinizi uygulanabilir olarak düzeltin.
- Bir okul not çizelgeniz olsun, bir de kendinize özel not çizelgesi. Kitap okumadan, yabancı dil öğrenme zorunluluğunuza, analiz ve iş bitirici olma yeteneğinize kadar kendinize not verin.Başkalarını, rekabeti, yabancı kriterleri unutun.
- Kişisel markalaşma adımlarına okulda iken başlayın ve iş yaşamınızdaki her beş yılın bir gelişim tablosunu hayalinizde sürekli canlandırın.

Hedef belirleme
Orta öğretimdeki hedefleriniz, üniversitedeki hedefleriniz, hatta mezun olduktan sonraki bir kaç yılda hedefleriniz farklılaşacaktır. Günümüzde kişilik, karakter testleri fazlasıyla mevcut.Kendinizi tanıma adına gayret göstermelisiniz. Meslek seçimi, hedef koyma öyle rüyada görmek gibi bir şey de olmuyor. Kabiliyetlerinizin, eğitim seviyenizin, genetik kodlarınızın dahi uygun olmadığı bir hedefin pesinde boşuna yıllarca koşmayın. Ben derim ki, çocukluğunuza dönün.Ne yapmak istemediğinizi, hangi işin, ortamın, sonucun sizi mutlu ettiğini öğrenin. Emin olun bunları size kime söylemeyecek.

Genel anlamda hedef, tabi ki huzurlu ve sağlıklı bir hayat yasamaktır ama "para" faktörü bütün adımlarımızı etkiliyor neredeyse. Ve panik oluyor insan, daha hızlı davranmak istiyor, daha çok koşuyor, bir şeyleri atlıyor ve büyük kazalara uğrayabiliyor. Doğru ve uzun vadeli hedeflere küçük adımlarla gitmeyi o kadar az hatırlıyoruz ki.

Bazı hedef belirleme kriterlerine göz atalım, 2009'da işe yarar şekilde olsun;

- Öncelikli hedefinizi okulu tamamlamak olmalı. Üniversiteyi bırakarak zengin olan bir kaç istisna kişiyi sakın örnek almayın.
- Dünyanın yaşadığı bu krizin bir anda sizin mezun olma zamanınıza denk gelebileceğini unutmayın. Baba parası yemek sorun değilse rahat olabilirsiniz. Sorun olmasa bile vicdanen sizin için sorun olmalı. Mezun bir insanın ülke ekonomisine, üretkenliğe katkısı gün kaybetmeden başlamalı. Ya okurken istediğiniz alanda uygun zamanlarınızda çalışın, ya da mezun olduğunuzda ilk fırsatları iyi değerlendirin. İşi ve maaşı beğenmeyebilirsiniz ama bir yerden akıllıca başlamanın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz.
- Hazırlık sınıfı ile 5 yılı bulan bir eğitim yaşamında kişisel gelişiminiz, bilgi kapasiteniz ile ilgili fazlasıyla mesafe almış olmalısınız. İş ve aile yaşamınızda her şeye fırsat bulamayacaksınız.Okuyun, gezin, araştırın, yazın, internet dünyasındaki sosyal medyada yerinizi şimdiden hazırlayın.
- Sosyal ağınızdaki kişilerle iletişiminizi koruyun ve önemli olanları geleceğe taşıyın. O kadar çok işinize yarayacak ki.
- Uygun ve imkan dahilinde ise ve seviyorsanız okuduğunuz branşla ilgili ise girme konusunda ısrarlı olabilirsiniz. Ama çok zorlanacağınıza eminim. Bir çok is görüşmesinde hala mezun olduğunuz okula degil kişisel marka özelliklerinize ve tecrübelerinize bakılır. Tecrübeniz çok az olabilir fakat özgeçmişinizde şirkete sağlayabileceğiniz fayda ip uçları fazlasıyla olmalı. Ve
görüşmede güçlü özelliklerinizi vurgulamalısınız.
- İlk özgeçmişinizin boş olmaması gerekir artık. Stajlar, part time isler, sosyal kulüpler,yarışmalar, sivil toplum kuruluşları ile ortak projeler, yaratıcı proje fikirleri, “freelance” isler.Boşuna vakit kaybederek, ilk özgeçmşinizi yazarken ya da ilk iş görüşmenizde ah vah etmeyin.Aktif, girişken ve vizyoner olun.

Kariyer Planlama
Okulda iken kariyer planı yapılır mı, evet? Hatta kartvizit bile bastırılabilir. Her ne kadar is yasamı yapılan planlara uymasa da uzun vadedeki hedefler için okul günlerinden itibaren çalışmaya başlasanız iyi olur. Bu rekabet ortamında yapmaya mecbursunuz zaten. Bir öğrenci iş yaşamının zorluğunu ne kadar doğru, gerçekçi algılayabilir ki. 

Çok zor ama yardımcı olma adına şu maddelere birlikte göz atalım;

- Bölümünüzün en meraklı olduğunuz alt-yan alanlarından birinde uzmanlaşmaya çalışın.Sıradan bir yazılımcı, sıradan bir çevre mühendisi, sıradan bir doktor olmamak için sınırları zorlayın. İnsanların yaşam trendleri, para kazanacağınız asıl alanları size anlatıyor zaten.
- Üçüncü ve dördüncü sınıfta çalışmak istediğiniz şirketlerle bir şekilde bağlantıya geçmiş olun.Staj yapmak, öneri sunmak, ziyarete gitmek, sosyal kampanyalarında gönüllü rol almak.
- Keşfedilmeyi bekleyen o kadar mezun olacak ki! Yazdığınız özgeçmiş, kapak yazısı, ya da görsel cv ile ön plana çıkın. Deneme projeleri yapın, girişimci yönünüzü ortaya koyun.
- Kişisel markanızı , uzmanlaşacağınız konuyu da ön plana çıkaracak bir blog, web sayfası aracılığı ile yansıtın. Internet sahnesini, sosyal network sitelerindeki imkanlarını sonuna kadar kullanın.
- Sorun, danışın, meraklı olun, araştırın. Entelektüel bilgi hazinesi o kadar çok işinize yarayacak ki.
- Yasam stilinizi oluşturun. Vücut duruşunuzdan, bakışlarınızda verdiğiniz mesaja kadar davranış modelinizi sağlamlaştırın. İlk iş görüşmelerinizde ne kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz.
- Kariyer yoluna kolayca, hızlıca ve idare edecek, tecrübe kazandıracak ilk fırsatları gözden kaçırmayın. Mezuniyetinizden sonra kaçırdığınız her iş günü, maddi eksiklikten daha çok deneyim ve birikim eksikliği anlamında dezavantaj yaşatacaktır.
- Torpil beklemeyin, iş aramanın kurallarını öğrenin, uygulayın.
- Hangi alanda olursanız olun özel yasam ve iş dünyası trendlerini sıkı takip edin. Geleneksel kalıplara hapsolmayın.

Bu listeyi ne kadar uzatsam da, mezun olduktan on yıl sonra "keşke okulda iken şu konularda daha çok hazırlık yapsa idim" diyeceksiniz. Hani derler ya kazın ayağı hiç öyle olmayacak.Unu kuru tuzu kuru birileri için bu yadıklarımız pek bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat üniversite mezunu o kadar işsiz arkadaşı ve bir de kriz zamanlarını düşününce, yumurta kapıya gelmeden bir şeyler yapmak gerektiği kesin. Önemli olan farkında olmak, boşuna vakit
geçirmemek. Gençliğin heyecanını hissedin fakat en verimli çağlarınızı da oyalanarak geçirmeyin.

Su prensiplerde anlaşalım;

- Hamallık yapmayın, yaşamınızdaki gereksiz şeyleri azaltın.
- Süreçleriniz ne kadar yalın?
- Hedefiniz ne kadar net?
- İstisnasız büyük resminize ( tüm yaşam ) nasıl bakıyor ve takip ediyorsunuz?
- Maliyet, tasarruf, verim kurallarını yaşamın her anında uygulamak gerek.
- Kimin hayatını yaşıyorsunuz?
- Ne ile besleniyorsunuz?
a) Sevgi, merhamet, hoşgörü, uzlaşma
b) Kin, nefret, kıskançlık, dedikodu
- Benliği keşfetmekle, gururlu olmak aynı şeyler değil.
- İlk faydayı sen sağla ve aptalmış gibi devam et.
- Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi bile olmamış. Bir çok küskünlük, kızgınlık böyle devam ediyor. Herkesin sizin kadar hassas olacağını mı zannediyorsunuz, güldürmeyin beni!
- Beynimizin ön lop, arka lop savaşlarını tanıyın.
- “Bilinçli farkındalık” kavramını anlamak için psikoloji bitirmenize gerek yok.
- Atalet, tembellik en büyük düşmanlarınız, oyalanın oyalanın.
- Hızlı düşün, hızlı karar al, hızlı uygula.
- Olmuyorsa değiştir, yine olmuyorsa hemen vazgeç.
- Çevrene huzur ver, enerji transfer et.
- Hikayeni yaz, anlat ve anlattır.
- Yaşam sürecini daha küçük birimlere ayır ve incele. Sürekli yapılan, toplamda büyük zarara uğratan ama gözden kaçan neler bulacaksınız neler.



KAYNAK:MARKA SİZSİNİZ,MURAT ESENLİ








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hesabı olmayan dostlar yorumlarında Anonim seçeneğini kullanmalıdırlar.