UA-38825175-1 Google+ YAŞAMDAN SÜZÜLENLER: BÜYÜMENİN İTİCİ MOTORU İNŞAAT SEKTÖRÜ MÜ

16 Eylül 2012 Pazar

BÜYÜMENİN İTİCİ MOTORU İNŞAAT SEKTÖRÜ MÜ

ÖN SÖZ:Rant kollamayı tüm kurumlara yaymak ve hatta ferdler düzeyine indirmek ahlaki bir yönetim olamaz.

Hükümetin büyüme motoru olarak İnşaat sektörünü seçtiğini uygulamalardan anlıyoruz.Bu bana demir lady lakaplı Margaret Hilda Thatcher Hükümetlerinin İngiltere de uyguladığı ve zamanın da başarılı olmuş stratejiyi hatırlattı. 

Bu stratejinin bizim ülkemizde de uygulanmasında gerekli şartların olduğunu ümit ediyoruz.Stratejinin pazar şartlarında yürütülmesine kaynak çözümünün rant sağlayıcı araçlarla yürütülmesinden ötürü çarpıcı bir eleştirimiz yok ancak bu tip uygulamalar yüzünden özellikle abd ekonomisinde zaman içinde ciddi olumsuzluklar ve sonucunda sarsıcı ve yayılıcı krizin doğduğunu hatırlatırız.

Stratejinin yakın dönemde yeni bir şekle bürünerek kentsel dönüşüm adı altında kamu fonlamasına dayalı bir yapıya dönüşmesi çok ciddi ekonomik gerilimler ve kriz çağrıcı etkiler oluşturabileceğini belirtmek zorundayız.Bu esas olarak makro düzeyde kamunun ve özel sektörün borç stokları ile değerlendirilmesi gereken bir konudur.Bizim halkı zorlayıcı tedbirler yüzünden bu yeni şartlara karşı çıkmamız doğaldır.

Bizim esas olarak tartışmak istediğimiz konu daha temel ve yapılan üretimin ekonominin üzerindeki etkileyici özellikleri üzerinedir.

Var olan strateji konutların özel mülkiyette olması ve konut arzını çoğaltarak kira rekabetini de arttırıcı bir amaç olarak gözükmektedir.Diğer amaçları dışlayarak bizim eleştireceğimiz durum budur.

Bizim ortaya koyduğumuz ve doğru bulduğumuz modelde konutlar kamunun mülkiyetinde olmalı,bu sadece kira rekabeti için belli bir stok içindir yoksa tüm konutların özel mülkiyetine karşı bir model değildir.Bu şekilde hem fiyat rekabeti sağlanır hem de konut talebi karşılanmış olur.Bu modelde finans aynı bugünkü gibi kiralarla sağlanacaktır.Bu amaçla belediyeler görevlendirilebilir.

Bu yeni önerdiğimiz modelde halkın elindeki fonların oluşacak yeni sanayi kuruluşlarını fonlaması amaçlanmıştır.Mülkiyet nedeniyle bağlanmıyan kişisel fonlar ülke için dinamik bir yapı oluşturur.

Bu modelin fon tarafının başarısında belki bazı tedbirler almak gerekebilir çünkü anlaşıldığı üzere ülkemiz de tasarruf kültürü yeterince gelişmemiştir.Ayrıca İslami anlayışın gerektirdiği paranın ortak paylaşılmasıyla kazanç zihniyeti de henüz oluşmamıştır.Hisse senedi piyasaları derinleştirilmeli halka hisse pazarında güvence verici yasalar yapılmalıdır.

Son olarak kamunun elindeki konutların adeta kendi mülki gibi kullanımı bilinci yerleşirse,kiralanacak konutlardan güvence adı altında bazı fonlarda oluşturulabilir diyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hesabı olmayan dostlar yorumlarında Anonim seçeneğini kullanmalıdırlar.