UA-38825175-1 Google+ YAŞAMDAN SÜZÜLENLER: NASIL ALGILANIYORSUNUZ

19 Aralık 2012 Çarşamba

NASIL ALGILANIYORSUNUZ

Duruşunuz
Hangi yaşta olursanız olun, yaşamda sergilediğiniz bir duruş var. Bakışınızla, konuşmanızla,hareketlerinizle, fikirlerinizle, iş yapma yöntemleri ile v.s. Bir yerde adınız anıldığında insanların zihnine tüm bu özellikleriniz gelir ve bir mesaj haline dönüşür. Yeni tanıştığınız kişi dahi ilk saniyelerde, ilk dakikalarda size “etiket” yapıştırmaya baslar. Diyebilir misiniz “öyle değil, şöyle düşün, ben buyum” diye? Hayır. Tamamen başka bir kişiliğe de dönüşemeyeceğinize göre duruşunuzun nasıl algılandığını bilmek ve önlem almaktan başka çareniz yoktur.Uzun süreli bir yatırım planı gibi düşünün. Ve girdileri, parametreleri çok fazla. Nasıl kontrol edeceksiniz? Genel anlamda söyle;


- Önce nasıl algılandığınızı keşfedeceksiniz.
- Neden böyle algılandığınızı, hangi davranışlarınızın nasıl yorumlandığını tek tek inceleyeceksiniz.
- Düzeltmek için kendinize uygulanabilir hedefler koyarak planlama yapacaksınız.
- En önemlisi kişisel marka duruşunuzun ne kadar önemli olduğuna bastan inanacaksınız.

Bu gibi temel prensipler çerçevesinde detaylar daha rahat uygulanacaktır. Yazının devamında detaylar olacak.

Mesajınız
Bakış, duruş, davranış, konuşmak ve hatta uyumak gibi davranışlar dahi fiziksel, organik,biyolojik tarzda iletişim dünyamızı oluşturur. Çevremizdeki her şeyin bir şeye etkisi, bir biri ile ilgisi var ve belli bir düzende devam eder. 

Yaşamdaki duruşumuzda anlattığımız gibi çevremiz bizden sürekli mesaj alır, yorumlar, tepki verir.İnsanın en başta kendisine sürekli hatırlattığı mesajlar olmalıdır. Örneğin bu yazıda anlatılanlar gibi. Bir de çevresine ne mesaj verdiğini bilmek ve bunu gerekiyorsa düzeltmek, geliştirmek zorundadır. Tutarlı, sürekli, mantıklı, faydalı mesajlar algıyı güçlendirir. Ve kişisel markanızın verdiği bir söz halini alır. Güvenilir, çalışkan, uyuşuk, patavatsız, vizyoner, is bitirici, uzlaşmacı v.s. gibi.

Üzerinize etiket gibi yapışan bu mesajlar iletişiminizde önemli rol oynar. Doğru anlaşılmanıza yardımcı olur. Tutarsız, süreklilik göstermeyen davranışlardan çıkan mesajlar da markalaşma ibrenizi aşağıya doğru çekmeye baslar. İster internet dünyasındaki sosyal medyada, ister arkadaş çevrenizde kim olduğunuz algısı bu mesaj algıları çerçevesinde oluşur.Kendinizi en kısa sekilde tanıtsanız “elevator speech” seklinde ve bir karşılaştırsanız çevrenizde algılanan mesaj ile. Ne farklar bulacaksınız, neler. Sorun, anlattırın, tepkileri ölçün ve bunu
sürekli yapın. Hem kendinize, hem de çevrenize doğru, sizi olduğunuz gibi anlatan saf, en net mesajı verin. Tabi ki hedefleriniz ve çabalarınızla birlikte.

Hedefleriniz
Nefes alıp vermemizin dahi bir hedefi var, yasamak. Yasamın içinde de kendimizle ilgili, ailemizle ilgili, işimizle ilgili sürekli hedefler koyarız. Ya da başkalarının hedeflerine uymak zorunda kalırız.İnsan ümitsiz yaşayamaz. Ümit de, hedeflerimizi elbet bir gün gerçekleştireceğimizi bize sürekli fısıldayan bir kavram. Kişilerin hedefleri, toplumların ve milletlerin hedeflerine yansıyor. O
nedenle tarihin her döneminde insan faktörü en önemli rolü oynamıştır.

Proje planını bilirsiniz. Adam, saat hesabı ile hem son tarih, hem de maliyetler ortaya çıkar. Ama dikkat edelim lütfen, saatten bahsediyoruz. Ben daha da ileri giderek dakikaları, saniyeleri ele alalım ve hedeflerimizi bu şekilde yönetelim diyorum. Orta ve uzun vadede büyük hedeflerimiz olacağı kesin. Fakat günlük ve haftalık alt hedefleri kendimize sürekli hatırlatmalıyız. Örneğin
bazı hedefleri ele alalım.

2015’te şu konuda dünya çapında uzmanlaşmış ve şu kadar para kazanmış olacağım.
2010’da blogumdan ve o konuda başlattığım girişimlerden şu uzmanlık seviyesine ve şu gelire ulaşmış olacağım.
2009’un her ay sonunda bloguma en az 15 yazı yazmış olmalıyım. 
Her ayın basında e-bülten göndermeliyim. 
Yıl içinde en az üç konferansa konuşmacı olarak çağırılmalıyım. 
Amatör dahi olsa yıl içinde en az 6 eğitim vermeliyim. V.s.

Ve tüm bunlara bakınca haftalık, günlük ve saatlik planınızı yapmak zorunda olduğunuzu görürsünüz. Yemeğe, eğlenceye, ailenize, eğitiminize, kitap okumanıza, hobilerinize, girişiminize,sosyal networkünüze v.s. bir çok seye her gün ne kadar zaman ayırdığınız daha önemli hale gelecek.

Bu uygulama kriterlerinden sonra hedeflerin nasıl olması gerektiğine kısaca bakalım.

- Öncelikle doğru, uygulanabilir olmalı. Hırslarımızın, başkalarının, yanlış algımızın zorlaması ile olmamalı.
- Sizin için önemli kişilere danışılarak alınmış bir karar olmalı.
- Destek ortamı oluşturulmalı, yalnız ilerlemek zordur.
- Yukarıda anlattığımız şekilde ayrıntılı hem zaman, hem uygulama planı olmalı.
- Sürekli ölçülebilmeli, katkısı kısa vadede az dahi olsa görülebilmeli.
- Öncelikle sizin iç huzurunuza, sonra da tüm insanlara, yasama bir katkısı olmalı.
- Başarısız olabileceğini düşünerek değiştirilebilir, dönüştürülebilir, esnek yapıda olmamalı.
- Uygulanamayan hedeflerini sonunda hiçbir zaman ölüm olmayacağı unutulmamalı.
- Baska hedeflerle paralel uygulanabilir, hatta onları da tetikleyebilir olmalı.

Hedeflerine bu şekilde sahip çıkan, kararlı bir şekilde sebat eden kişinin çevresi tarafından ne kadar saygın bir kisi olacağını tahmin edersiniz. Duruşunuz, mesajınız ve hedeflerinizle birlikte kişisel markalaşmanızın doğru algılanması için olmazsa olmaz maddeleri uygulamış olacaksınız.

Katkınız
Vermek, almak meselesi. Vermeyince alamıyorsunuz yaşamdan. Israrla fayda sunmaz, girdileri çoğaltmazsanız çıktılar da az ya da verimsiz oluyor. Her düşüncemiz, her davranışımız kişisel ve toplumsal bir yatırım olarak karsımıza çıkıyor. Zaman kavramı ile bunu ölçebiliyoruz.

Eğitiminizden, ailenizden, arkadaşlarınızdan aldığınız her şey gelecek yıllarda işinize yarayabiliyor ya da aksine kişisel markanızı yerlerde süründürebiliyor.
Yeni tanıştığınız bir kisi katkı, fayda, katma değer seviyenizi anında anlıyor ve networküne dahil edip etmeyeceğine karar veriyor. Biz de başkaları için öyle yapıyoruz. Sürekli bir beklenti içindeyiz. Gözlerimizden, konuştuğumuz kelimelerden, davranışlarımızdan çok rahat anlaşılıyor bu durum.

Fayda odaklılık için bazı öneriler;

- Öncelikle potansiyelinizi bilin ve bunu sunmaya kararlı olun.
- Nabza göre serbet verin, her seyi her yerde, herkese sunmayın.
- Faydayı ilk önce karsılık beklemeden siz sunun, yine sunun. Olumlu tepki yok ise ne zaman duracagınıza karar verin.
- Gösteris için gururlu bir tavırla fayda saglamaya çalısmayın. Hemen anlasılır ve itici olursunuz.
- İster internet ortamında ister sosyal çevrenizde anlattıklarınızın gerçek bilgi değerini, ise yarayıp yaramadığını ölçün.

Birlikte öğrenmeye, denemeye mecburuz. Doğduğumuzda bize bir bilinç ya da bilgi hapı yutturulmuyor ki bizi belli bir süre idare etsin. Paylaşmanın, fayda sunmanın önemi de buradan geliyor. İnsanlar için daha fazla ne yapabilirim diye uğraştıkça, aslında başkaları da sizin için bir şeyler yapmaya baslayacaktır. Bu da kişisel markalaşma için en doğal yöntemlerden biri olur.

Degeriniz
Şu okullarda aldığımız notları, çevremizden gelen acımasızca ve yıkıcı tarzda eleştirileri unutalım artık. Bilgimizi, tecrübemizi, çevremize ne kadar faydalı olduğumuzu önce biz ölçelim. Yukarıda anlatmaya çalıştıgımız tüm özelliklerle birlikte ortaya bir marka degeriniz çıkıyor, o şekilde algılanıyor ve karşılık görüyorsunuz yaşamdan.Bu değerin farkında olmak için oturun ve hikayenizi gerçekten yazın. Hem kronolojik olarak,hem de içini dolduran yasam hikayecikleri ile. Hangi yasta olursanız olsun hatanızla sevabınızla
bir karne ortaya çıkar. Bazı konularda iyi, bazılarında ise çok kötü olduğunuzu göreceksiniz.Objektif davrandı iseniz, emin olun çevreniz de sizi o şekilde algılıyordur.

Değer belirlemek, geliştirmek ve doğru şekilde sunabilmek için bazı öneriler;

- Öncelikle bir insan olarak kişilik özelliklerinizle birlikte yaşamdaki duruş değerinizi anlayın.
- Hangi konularda kötü ya da çok kötü olduğunuzu belirleyin. Ve bunu bazı güvendiğiniz kişilere de onaylatın.
- Örnek alın, okuyun, gezin görün. Başkalarının davranışlarının toplumda nasıl kabul gördüğünü iyice irdeleyin.
- Hangi alanlarda iyi iseniz ister iş anlamında ister fayda anlamında, o konularda daha da uzmanlaşın.
- Değerinizin ne olduğunu iyi ifade edin ve sürekli ama mütevazi bir şekilde insanlara sunun.
- Kişisel markanızın ticari bir marka gibi hedef kitlede algı oluşturduğunu ve toplamda oluşan değerin ön plana çıkacağını unutmayın.

Her insan, insan olduğu için değerlidir. Kimileri elmas olmaya doğru yol alır, kimileri de kömürleşmeye. Tercih sizin.



KAYNAK:MARKA SİZSİNİZ,MURAT ESENLİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hesabı olmayan dostlar yorumlarında Anonim seçeneğini kullanmalıdırlar.